Bankalarının sadece emekli maaşından başka geliri olmayan ihtiyaç sahiplerine, kredi temin etmesi veya borçlunun emekli maaşından başka herhangi bir malvarlığının bulunmaması beraberinde emekli maaşlarının kesilmesi veya maaşlara bloke konulması sorununu gündeme getirmiştir.
İcra Müdürlükleri tarafından alacaklıların talebi üzerine SGK'ya emekli maaşının haczedilmesi için yazı gönderilmekte ve haciz işlemi uygulanmaktadır. Bu işleme karşı borçlunun ne gibi hakları bulunmaktadır? İcra Müdürü'nün işlemine itiraz eden borçlu, itirazın reddedilmesi halinde icra hukuk mahkemesinde dava açabilecektir.
Emekli maaşlarının özel bankalarda açılan hesaplara yatırılması artık mümkündür. Banka, açılan maaş hesabını bloke etmişse; tüketicinin, maaş üzerindeki blokenin kaldırılması, tahsil edilen paranın iadesi için Banka aleyhinde Tüketici Mahkemesi'nde dava açması gerekmektedir.
Açılan davaların sonucu hakkında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ile Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin farklı görüşleri bulunmaktadır.
A- İlgili Yasal Düzenlemeler:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 93. madde uyarınca, emekli maaşları, SGK'nın alacakları (88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar) ile nafaka borçları dışında haczedilememektedir. Aynı Kanunun 93/1. Maddesine 18.2.2009 tarihinde eklenen son cümle gereğince; haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.
93/1. madde gereği; borçlunun muvafakati ancak icra takibi kesinleştikten sonra haciz sırasında veya haciz sonrası geçerli olmaktadır.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2014/31871 Esas, 2015/1258 Karar ve 26.1.2015 tarihli kararında, icra takibinin kesinleşmiş olması şartıyla haciz sırasında veya hacizden sonra 5510 Sayılı Yasanın 93.maddesi kapsamındaki gelir, aylık ve ödeneklerin haczine ilişkin verilen muvafakatin geçerli olacağı; borçlunun haciz sırasında veya haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebileceği, sözleşme hukukuna göre bu yasağın kesin olmadığını belirtilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu 82. ve 83. maddede, kısmen veya tamamen haczedilemeyen mallar ve haklar düzenlenmiştir. İcra ve İflas Kanunu 83/a. maddesi uyarınca maaşlar dahil olmak üzere 82. ve 83. maddelerde yazılı mal ve hakların haczedilebileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar geçersizdir.
İİK 83/a. madde uyarınca, kredi alımı esnasında ihtiyaç sahibinin, gerektiği takdirde emekli maaşının haczedilebileceğine veya maaş hesabının bloke edileceğine dair vermiş olduğu taahhütler geçersiz, haksız şart niteliğinde bir sözleşme hükmü müdür? Bu konuda çelişkili Yargıtay kararları bulunmaktadır.
B- Yargıtay Kararları:
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2014/31871 Esas, 2015/1258 Karar ve 26.1.2015 tarihli kararda, taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının kredi kartı ile bankadan kullandığı tüketici kredilerini ödememesi üzerine emekli maaşına bloke konulup konulmayacağı, ödenen bedellerin geri istenip istenemeyeceğine ilişkindir. 5510 Sayılı SGK.nun 93/1.maddesindeki hükmün İİK.nun 83/a maddesine göre daha özel düzenleme içerdiği belirtilmiştir.
'Davacı kredi kartı üyelik sözleşmesi imzaladıktan sonra bireysel kredi sözleşmelerini imzalayarak davalı bankadan kredi kullanmıştır. Davacı tarafından imzalanan sözleşmelerde ve aynı tarihli alınan taahhütnameler ile borcun ödenmemesi halinde, banka nezdinde bulunan tüm alacakları, mevduat ve hesapları üzerinde bloke, hapis, mahsup ve takas etme yetkisini davalı bankaya vermiş olup, SGK dan aldığı maaşının kesilmesine kredinin geri ödemelerinin maaşı üzerinden yapılmasına da muvafakat etmiştir. Bankada bu taahhüde inanarak başka teminat istemeden davacıya krediyi kullandırmıştır. Davalı banka sözleşme hükümlerine göre kesinti yapmıştır.
…Davacı sözleşmenin her sayfasını ayrı ayrı imzalamış olup, serbest iradesi ile sözleşme şartlarına uygun olarak kredi borcu taksitlerinin bankadan aldığı maaşından kesilmesi için talimat verdiğine göre artık sözleşmenin söz konusu hükmünün müzakere edilerek kararlaştırılmadığı söylenemez. Bankanın yaptığı işlemin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerin dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olduğu kabul edilemez. Davacının bankadan kullandığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesi zorunludur. Davacının taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul edip daha sonra dava açıp kesinti bedelini geri istemesi hakkın kötüye kullanılması olup iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz.'
Yargıtay'ın 13. Hukuk Dairesi, tüketici ile bankanın, kredi geri ödemesinin teminatı olarak emekli maaşının gösterilmesi hususunda anlaşmış olduklarını, bu anlaşmanın yasanın emredici hükümlerine aykırı olmadığını, emekli maaşına bloke konulabileceğini kabul etmektedir. Ancak Yargıtay'ın 11. Hukuk Dairesi aksine görüş içeren bir karar vermiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/15994 Esas, 2014/17253 Karar, 10.11.2014 tarihli kararı ile Banka ile imzalanan tüketici kredi sözleşmesi sırasında verilen muvafakatin İİK md. 83/a. gereğince geçersiz olduğu, maaş üzerine konulan blokenin kaldırılması, emekli maaşı üzerindeki kesintilerin haksız olduğu yönünde karar vermiştir.
SONUÇ:
Hukuk düzenimizde, yasaların emredici hükümlerine, kişilik haklarına, kamu düzenine, genel ahlaka aykırı olmamak üzere taraflar arasında sözleşme serbestisine imkan verilmiştir. Bankalar ile tüketiciler arasında akdedilen bireysel kredi sözleşme hükümlerinin veya muvafakatnamelerin emredici bir hüküm olan İİK 83/a. maddeye aykırı olmaması, emekli maaşının haczedilmesine önceden verilen muvafakatlerin geçersiz olduğu yönünde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin kararı yerinde bir karardır. Kanunlar aracılığıyla sözleşme ilişkilerine müdahale edilebilmektedir. Bu nedenle de; emekli maaşını teminat olarak gösteren tüketicinin, borcunu ödeyemediği zaman akde vefa ilkesi doğrultusunda davranması gerektiği ve maaşa banka tarafından bloke konulabileceği yönündeki Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin görüşüne katılmak mümkün değildir.
Bankaların, sözleşme ilişkisi kurulurken basiretli bir tacir gibi davranarak, tek geçim aracı emekli maaşı olan bir tüketicinin ödeme zorluğuna düşme olasılığını yüksek görüp emekli maaşını geçerli bir teminat olarak kabul etmemesinin uygun olacağı görüşündeyim. Bu yönde bir uygulama, İİK 83/a. maddenin düzenlenme amacına uygun düşecektir. 5510 sayılı Kanun 93/1. madde gereğince, icra takibi kesinleştikten sonra haciz sırasında verilen muvafakatname geçerli olacaktır.
Av. Esra Özeren